Baykuşlar Hakkında Bilinmeyen Bilgiler

Baykuşlar hakkında yanlış bilinen veya hiç bilinmeyen bir çok bilginin doğrusunu bu yazımızda sizler için bir araya getirdik. Baykuşlar kafalarını 360 derece döndürebilir mi ? Baykuşlar uğursuz mu ? Ölümü çağırır mı ?  Neden gözlerini hareket ettiremez ? Bu ve bunun gibi bir çok sorunun cevabı bu yazımızda…

Baykuşlar , çoğu kişi için gizemli ve korkutucu bir canlı olsa da özellikle yavruları son derece sevimli canlılardır. Çıkardıkları sesler birer korku filminden fırlamış gibi olsa da özellikle yavrulardaki o şaşkın bakış ifadesi insana pozitif bir hava vermektedir. Baykuşların özel bir yaşam alanı yoktur bu yüzden bir çok yerde karşınıza çıkabilir. Dahası , Yüzlerce farklı türde baykuş olduğu bilindiği için bir tanesi de sizin mahallenizin ekosistemine dahil olabilir. Aslında yırtıcı bir kuş türü olsalar da nerede yaşadığına bağlı olarak evcil hayvan gibi beslenebilirler ve hatta uğursuz olduğu söylenen bu kuşlar çiftçilerin en yakın dostu bile olabilir.

Baykuşlar Hakkında İlginç Bilgiler

Her zaman güçlü olan baykuş yavrusu kazanır:

Aslında baykuşlar için yaşam şartları daha doğdukları andan itibaren oldukça zordur. Hatta o kadar zor ki yavru baykuşlar anneleri tarafından ötenaziye uğrayıp diğer kardeşi yaşasın diye ölüme terk edilebilir.  Bunun sebebi şöyle ; Dişi baykuş tek seferde 2 ile 10 tane arasında yumurta bırakabilir. 30 ile 40 gün arasında değişen bir kuluçka süresinden sonra yavrular yumurtadan çıkar. İlk zamanlar anne baykuş tüm yavrularını eşit olarak beslese de zaman geçtikte durum değişir ve en güçlü olan yavru, en çok beslenmeye başlar. Biraz acımasız gibi görünse de yaşama şansı az olan canlıyı zaten kıt olan besinden uzak tutmak temel bir soy devam ettirme içgüdüsüdür. Yeterince beslenen yavru yuvadan ayrıldıktan sonra yakın bir ağaca yerleşir, ilk kışı atlatırsa hayatta kalacağı kesindir.

Kafalarını 360 derece döndürdükleri bilgisi yanlıştır:

Baykuşlar hakkında en çok bilinen yanlışlardan biri , kafalarını 360 derece döndürebildikleridir. Bu olay Külliyen yalandır. Bize göre daha fazla kafalarını döndürürler ama bu oran söylenildiği gibi 360 derece değildir.  Baykuşlar kafalarını her yöne 135 derece çevirebilir ve toplamda 270 derecelik bir görüş açısı yakalarlar. Bir insan kafasını bu kadar döndürse damarlar beyne kan vermeyi durdurur. Ancak baykuşların kasılma sistemleri ve kemik yapıları böyle bir durumu önler.

Gözleri bir dürbün yapısındadır:

Baykuşlarda bildiğimiz anlamda bir göz yuvası yoktur. Bunun yerine gözün, kafatasının çok gerisinde kaldığı bir göz tüpleri vardır. Bildiğimiz dürbün görevi gören bu göz tüpleri sayesinde baykuşlar çok ama çok uzak mesafeleri net bir şekilde görebilirler. Elbette, bu durumun olumsuz bir yanı da var. Baykuşlar gözlerini hareket ettiremezler, bu nedenle bakmak istedikleri noktaya kafalarını çevirirler. Demek ki 270 derece kafa döndürme becerisi boşuna gelişmemiş.

Hemen her yerde yaşayabilirler:

Bugüne kadar tespit edilmiş 200’den fazla baykuş türü bulunuyor. Aklınıza gelen her yerde bir baykuş türü görebilirsiniz, Antartika hariç. Baykuşların bu kadar yaygın olarak görülmesinin nedeni her koşula ayak uydurabilmeleridir. ABD’nin güneybatısında ve Kuzey Meksika’da yaşayan elf baykuşları kaktüslerin içinde hatta elektrik direklerinin içinde yaşayabilirler. Güney ve Kuzey Amerika’da yaşayan oyuk baykuşu ise yabani köpekler tarafından kazılan yeraltı oyuklarını işgal eder.

Bir baykuş, avını bütün olarak yutar:

Muhtemelen daha önce hiç duymadığınız bilgilerden biri de budur. Baykuş avını bütün olarak yutar ! Yazması bile ürkütürücü ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bir baykuşun pençesinden daha büyük olduğumuz sürece endişe etmemize gerek yok. Süper güçlü duyma ve görme becerileri sayesinde ansızın avlarını yakalıyor ve pençeleriyle ezerek öldürüyorlar. Sonra ya bütün halde ya da avı birkaç parçaya yırtarak yutuyorlar. Etler sindirildikten sonra kürk ve kemik gibi parçalar baykuş tarafından kusuluyor. Genel olarak fare ve tavşanlarla beslenen baykuşlar, bazen küçük böcekleri ya da diğer kuşları da yiyebilirler.

Dünyanın en güçlü kulaklarına sahiptir:

Fark ettiyseniz baykuşlarda diğer canlılardakine benzeyen bir kulak uzvu yok. Bunun yerine sesi odaklayan özel tüylerle çevrili bir kulak sistemi var. Bu sistem sayesinde bir baykuş bütün yüzünü bir kulak gibi kullanabiliyor. Öyle ki kar altında ya da yer altında yaşayan bir canlının çıkardığı ses dalgalarındaki küçük farklılıkları bile algılayarak avlanabiliyor. Yaprak hışırtısı, bitki şıkırtısı ve benzeri doğal sesleri de anlık olarak algılayabildiklerini söylemeye gerek yok.

Çıt bile çıkarmadan uçabilirler:

Bildiğiniz tüm kuş türlerini gözünüzün önüne getirdiğiniz zaman görüntü ile birlikte kanat çırpma sesi de duyarsınız. Baykuşların uçma sesi nasıl peki? Sessiz, hem de çok sessiz. Bir baykuş ilk havalanırken ya da uçarken neredeyse hiçbir ses çıkarmaz. Bu sessizliği özel tüylerine borçlu. Kadifemsi yapıdaki bu tüyler sayesinde havada oluşan türbülans küçük akımlar halinde dağılır. Tüylerin yumuşak yapısı da hava sürtünmesi ile oluşan sesleri minimuma indirir. Yani ansızın kafanıza bir baykuş konabilir.

Bir çiftçinin en iyi dostu baykuştur:

İyisiyle kötüsüyle baykuşları anlattık ama en güzelini sona sakladık; baykuşlar, insanlarla çok iyi anlaşırlar. Küçük boy baykuş türlerini rahatlıkla evcil hayvan olarak besleyebilirsiniz. Ancak daha iyisi var ki o da doğal ortamlarda insanlarla birlikte çalışabiliyor olmaları. Sincaplar, tavşanlar ya da diğer böceklerle derdi olan bir çiftçi, tek bir baykuş ailesi sayesinde 4 ayda yaklaşık 3 bin kemirgenden kurtulacaktır. Özellikle Amerikalı çiftçiler baykuşları çok severler.

Hem ölümü hem de zaferi temsil ederler:

Antik Yunan’da savaş ve bilgelik tanrısı olarak kabul edilen Athena’nın yanında her zaman küçük bir baykuş olurdu. Bu nedenle bilgeliği temsil etmesi ile birlikte zaferi de temsil ediyordu. Savaş sırasında uçan bir baykuş gören Yunan askerleri savaşı kazanacaklarından emin olurlardı. Savaş ve bilgeliğin yanı sıra pek çok kültürde baykuşlar ölümü temsil ediyor. Öyle ki bir baykuşun Julius Caesar’ın ölümünü tahmin ettiği söylenir. Ancak baykuşların neden ölümü temsil ettiğine dair net bir bilgi yok.

Baykuşların Neden Uğursuz Olduğuna İnanılıyor :

Julius Caesar öldürülmeden hemen önce baykuş haykırışları duyulduğu için Romalılar özellikle Romalılar zamanında Baykuşların uğursuz olduğu söylentisi kulaktan kulağa yayılmıştır. Romalılardan önce de Babillilere göre; gece çığlık atan baykuşun sesi çocuğunu doğururken ölen bir annenin çığlığını anımsattığı için Baykuşlar uğursuzdur.

Romalılar Avrupa’ya yayıldıkça düşüncelerini ve kültürlerini de yerleştirmişlerdir. Bu yüzden günümüzde de birçok inanış ve davranış aslında buna Romalılara ve dolayısıyla Babilliler ile Mısırlılara dayanıyor. Roma ordularının ulaşamadığı kuzey bölgelerinde ise baykuşun hâlâ bir uğur olarak görüldüğünü söylemekte fayda var.

Daha fazla hayvan hakkında ilginç bilgiler öğrenmek istiyorsanız ilgili kategorimiz : Hayvanlar

Bu yazımıza oy verir misin ?
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.